Ankara gibi Gölbaşı ve yöresi de en eski medeniyetlerin yerleşim alanlarından biridir. Gölbaşı sınırları içinde -çok bilinmemekle birlikte- buranın eski tarihine ışık tutan sit alanı ve ören yerleri bulunur. Yapılan kazı ve araştırmalarda bölgede ilk Tunç, Hitit İmparatorluğu, Roma ve Bizans dönemlerine ait bulgulara rastlanmıştır. Bunlardan bir kısmı ilçe sınırları içindedir. Buluntulara genellikle yörede bulunan küçük yerleşim alanlarında rastlanmaktadır. Bunlar, kuzeybatıda Ahlatlıbel ve Taşpınar, güneybatıda Gökçehöyük, güneydoğuda Karaoğlan, güneyde Selametli Beldesi, doğuda Yurtbeyi Köy yerleşimleridir. Selametle, Gökçehöyük ve Bezirhane köylerinde ilk Tunç çağına ait höyükler ve kalıntılar, Taşpınar Köyünde Roma döneminden kalma mezarlık ve sütun başları;
Karaoğlan’da Bizans Dönemine ait sikkeler ve kalıntılar; Yurtbeyi ve Karaoğlan köylerinde Erken hıristiyanlık dönemine ait kilise kalıntıları bulunmuştur. Gerder, Bağiçi, Oğulbey köyleri ilk çağlardan kalan yerleşim yerleridir. İlçede; yaklaşık 10 adet eski tarihi konak ve ev tespit edilmiştir. 25 civarı höyük bulunmaktadır. Mahallelerin bazılarında 10’na yakın tarihi çeşme ve kitabeleri mevcutt ur. Ayrıca birçok mahallede mezarlık, kale mevkii, mermer sütunlar, antik yapılar, cami, türbe ve tapınaklar bulunmaktadır. Yeraltı şehirlerininde bulunduğu rivayetler arasındadır. Ayrıca Bölgede Termal su kaynakları mevcut olup Termal Turizm potansyeli vardır. Özellikle Karaali den Gerder köyüne kadar olan fay hatt ı boyunca özel bir kaynak alanının olduğu bilinmektedir.
Mogan gölünün iki yakasında hacılar köyü Hüseyin avlusu mekiği ile Karaoğlan köyü sızak mevkii iki çoban sevgili koyunlarını otlatır, birbirlerine aşk şarkıları söyler, kaval çalar, sevgilerini dillendirir. Moga’nın iki yakasında rüzgârın meltemiyle gönülleri ateşini söndürürlermiş. Aşkları bütün gölbaşında dillenmiş, herkes bu aşktan konuşur olmuş. Gel gelelim yağız delikanlının ağa babası bu aşkın önünde büyük engelmiş.”ben oğluma ağa kızı alırım”deyip fakir çoban kızı aşağılarmış. Aşkları yüreklerinde, şarkıları dillerinde, kaval ellerinde Mogan kıyısında dertli şarkılarla birbirleriyle dertleşen gençler ince hastalığa vereme yakalanırlar. İki kıyıda dertli şarkılarını birbirlerine söylerken yüreklerinden gelen kanlar etrafa yayılıp kan rengi açan çiçekler peygamberimizi seversiniz sevenleri ayırmayın fısıltısıyla ilahiler söylerlermiş.
Mogan’ın iki yakasında sevgilerine haykıra haykıra birbirine kavuşamadan ölen gençlerin taze körpe bedenleri gölün iki yakasına defnedilir. Mayıs, haziran ayları geldiğinde kan kırmızısı açan bu çiçekleri toplamaya gelen âşıklar iki sevgilinin mezarlarına türbeye çevirmişlerdir. Bugün halk arasında kara donlu türbesi diye anılan bölgede yetişen çiçeklere peygamber, çiçeği türbe çiçeğinde denilmektedir.
Dünyada yalnızca Ankara Gölbaşı’na bağlı Hacı Hasan köyü civarında yetişmektedir. Bu peygamber çiçeğinin mahalli adı Yanardöner olup bölgede sevgi çiçeği olarak anılmaktadır. Çok güzel ve çarpıcı mor-kırmızı çiçeklerinden dolayı bu isim verilmiştir. Gölbaşı çevrelerindeki tarlalarda yaygın olmakla birlikte oldukça seyrelmiştir. Son yıllarda yoğun tarım ve herbisid uygulamasından zarar görmektedir. Şu anda en bol yetiştiği yer, Gölbaşındaki Süleyman Demirel Ormanı sahası ve çevresidir. Mayıs başlarında buradan bol miktarda toplanıp yanar-döner adı ile kesme çiçek olarak satılmaktadır. Mayıs ve Haziran ayları çiçek açma dönemi olup son yıllarda ziyaret amaçlı birçok kişi çiçeği görmeye gelmektedir.
Mogan gölü Gölbaşı ilçesinin güneyinde, Eymir gölü ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi sahası içerisinde Gölbaşı ilçesinin kuzeyinde kalmaktadır. Her iki göl Ankara-Konya devlet yolunu da kesen beton bir kanalla bağlıdır. Mogan ve Eymir gölleri havzası, su kaynakları ile birlikte yüzey şekilleri, yer ve toprak yapısı, iklim özellikleri ve canlı varlıkları ile çok hassas bir dengeye sahip eko-lojik bir sistemdir. Havza ekosistemi, Orta Anadolu’da Tuz gölüne kadar uzanan, Güney ve Güneydoğu Ankara bölgesi ekosistemi ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Göllerin içinde bulunduğu vadinin devamında İmrahor vadisi yer almaktadır.
Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alan Mogan ve Eymir gölleri birbirleriyle yerüstü ve yeraltından bağlantılı olarak 971 km2 genişliğinde bir havza içerisinde yer almakta olup, aralarındaki 3 m.’lik kot farkı nedeniyle yüzey suyu akımı Eymir gölüne doğrudur. Mogan gölünün alanı 561ha, göl uzunluğu 5500 metre, göl çevresi uzunluğu 14 km’dir.
Gölbaşı ilçesi, havza alanından dolayı doğal zenginlikleri ve biyolojik çeşitliliği olan bir yerleşimdir. Mogan ve Eymir gölleri, bu göllerde yaşayan 100’lerce çeşit nesilleri tükenen kuş çeşitleri, endemik olarak yetişen tehlike altında olan sevgi çiçeği ve göllerin çevresinde yaşayan birçok canlı çeşidiyle çok hassas bir ekosistem bölgesidir. Gölbaşı ilçesi yaban hayatı yönünden oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Mogan ve Eymir gölleri üreyen, kışlayan, göç dönemlerinde kısa süreli olarak gözlenen ve tüm yılı göl civarında geçiren çeşitli kuş türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bölgedeki “Sulak-Bataklık Alanlar” sayısız bitki ve hayvan türünün yaşayabilmesi için, bağımlı olduğu suyu ve birincil üretimi sağlayan, canlı tür ve çeşitliliğinin beşiğidir. Bu nedenle birçok canlı türünün yaşamını devam ettirebilmesi için stratejik öneme sahiptirler.
Mogan’da Türkiye’de yaşayan 456 kuş türünden 201’i barınıyor. Mogan Gölü ”A” sınıfı (sulak alan bir defada 25.000’in üzerinde sukuşu barındırması) nitelikte sulak alandır. Mogan Gölü’nde geçtiğimiz son 20 yılda kış aylarında gerçekleştirilen su kuşu sayımlarında bir defada 40 bin ‘den fazla kuş sayıldığı dönemler olmuştur. Mogan’da birebir sazlıklara bağımlı yaşayan kuş türlerinin en önemlilerini; balıkçıllar, sukuşları, kıyı kuşları, ötücüler ve yırtıcılar başlıkları altında toplayabiliriz. Buradaki 5 kategoride bahsedilen kuş türlerinin tümünün “evi” sazlıklardır. • Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nca geliştirilen bilimsel kriterlere göre Mogan Gölü Türkiye’deki 184 Önemli Kuş Alanından biridir. • 150’den fazla kuş türüne yılın farklı dönemlerinde ev sahipliği yapar. • AB Çevre Koruma Mevzuatı uyarınca doğal özellikleri korunarak kullanılması gerekli alanlara adaydır. Gölün uluslararası öneme sahip olmasını sağlayan türler arasında nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bulunan üç kuş türü bulunmaktadır. Bunlar, dikkuyruk (Oxyura leucocephala) ve pasbaş Patka (Aythya nyroca) adlı ördek türleri ile küçük kerkenezdir (Falco naumanni). Türkiye bu türleri ve yaşam alanların korumayı Bern Sözleşmesini imzalayarak taahhüt etmiştir. Göl kıyısındaki bir alanda aynı zamanda yanardöner (Centaurea tchihatcheff ii) adlı dünyada sadece burada yaşayan bir bitki yaşamaktadır.
MOGAN GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ TESİSLER
Göl çevresinde yüze yakın restoran kafe, düğün salonları ve büyüklü küçüklü birkaç otel yeralmaktadır.
SU SPORLARI VE YELKEN YARIŞLARI
Gölde su sporlarıyla ilgili aktiviteler, ofsor yarışları ve yelken yarışları yapılmaktadır.
OLTA BALIKÇILIĞI
Mogan gölünde sazan, yayın, turna, kadife ve kerevit balığı bulunmakta ve avlanmaktadır. Ayrıca özel şahıslar tarafından kültür balıkçılığı yapılmaktadır.
BİSİKLET YOLU
Göl kenarında bisiklet turları için uygun bisiklet yolları mevcuttur.
Dağ bisikleti, doğa yürüyüşleri, yelken sporları göl ve çevresinde yapılan etkinliklerden bazılarıdır. Ayrıca Eymir gölü kenarında da birçok restoran bulunmaktadır.
Gölbaşı ilçesi, havza alanından dolayı doğal zenginlikleri ve biyolojik çeşitliliği olan bir yerleşimdir. Mogan ve Eymir gölleri, bu göllerde yaşayan 100’lerce çeşit nesilleri tükenen kuş çeşitleri, endemik olarak yetişen tehlike altında olan sevgi çiçeği ve göllerin çevresinde yaşayan birçok canlı çeşidiyle çok hassas bir ekosistem bölgesidir. Gölbaşı ilçesi yaban hayatı yönünden oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Mogan ve Eymir gölleri üreyen, kışlayan, göç dönemlerinde kısa süreli olarak gözlenen ve tüm yılı göl civarında geçiren çeşitli kuş türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bölgedeki “Sulak-Bataklık Alanlar” sayısız bitki ve hayvan türünün yaşayabilmesi için, bağımlı olduğu suyu ve birincil üretimi sağlayan, canlı tür ve çeşitliliğinin beşiğidir. Bu nedenle birçok canlı türünün yaşamını devam ettirebilmesi için stratejik öneme sahiptirler.
Mogan’da Türkiye’de yaşayan 456 kuş türünden 201’i barınıyor. Mogan Gölü ”A” sınıfı (sulak alan bir defada 25.000’in üzerinde sukuşu barındırması) nitelikte sulak alandır. Mogan Gölü’nde geçtiğimiz son 20 yılda kış aylarında gerçekleştirilen su kuşu sayımlarında bir defada 40 bin ‘den fazla kuş sayıldığı dönemler olmuştur. Mogan’da birebir sazlıklara bağımlı yaşayan kuş türlerinin en önemlilerini; balıkçıllar, sukuşları, kıyı kuşları, ötücüler ve yırtıcılar başlıkları altında toplayabiliriz. Buradaki 5 kategoride bahsedilen kuş türlerinin tümünün “evi” sazlıklardır. Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nca geliştirilen bilimsel kriterlere göre Mogan Gölü Türkiye’deki 184 Önemli Kuş Alanından biridir. 150’den fazla kuş türüne yılın farklı dönemlerinde ev sahipliği yapar. AB Çevre Koruma Mevzuatı uyarınca doğal özellikleri korunarak kullanılması gerekli alanlara adaydır. Gölün uluslararası öneme sahip olmasını sağlayan türler arasında nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bulunan üç kuş türü bulunmaktadır. Bunlar, dikkuyruk (Oxyura leucocephala) ve pasbaş Patka (Aythya nyroca) adlı ördek türleri ile küçük kerkenezdir (Falco naumanni). Türkiye bu türleri ve yaşam alanların korumayı Bern Sözleşmesini imzalayarak taahhüt etmiştir. Göl kıyısındaki bir alanda aynı zamanda yanardöner (Centaurea tchihatcheff ii) adlı dünyada sadece burada yaşayan bir bitki yaşamaktadır.
Ankara- Konya karayoluna üzerinde, Ankara’ ya 40 kilometre, karayoluna 3 km mesafededir. Adını Bala ilçesine bağlı olan Beynam köyünden alır. Doğal orman alanı olarak önem taşır. Karaçam türünün ağırlıklı olarak yer aldığı beynam ormanları, özellikle gezinti ve trekking için çok uygundur. Günübirlik kullanıma açık, 1.601 hektar genişliğindedir.
Haymana yolu üzerinde Mogan gölü kıyısında toplam 60 hektar’lık alan üzerinde her türlü rekreatif hizmet veren bir alandır. Piknik ve park alanları, amfi tiyatro, nikah salonu, cafe ve restoranlar bulunmaktadır.
Mogan gölü kenarında festivallerin düzenlendiği, turizm danışma bürosu, çay bahçesi, çocuk oyun alanı, piknik alanı ve yürüyüş yollarının bulunduğu parktır. İlçe merkezinde olduğu için bu alanda birçok etkinlik düzenlenmektedir.
Ankara taşı olarak da bilinen andezit taşı, Gölbaşı’nda çıkarılmaktadır. Gölbaşı’nda 1990’dan sonra gelişen bir sektördür. Bugün Gölbaşı’nda 40-45 civarında fabrika bulunup, ağırlıkla taş kesme işlemi yapılmaktadır. Son yıllarda taş işlemeciliğiyle ilgili çalışmalarda yapılarak bu sektörün geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Mogan ve Eymir gölleri çevresinde balçıklı toprakların bol miktarda bulunması ilçede tuğla, testi ve kiremit üretimini artırmış ve geliştirmiştir. Günümüzde ilçe merkezi dışında birkaç atölyede çömlek, tuğla ve kiremit üretimi yapılmaktadır. Gölbaşı’ndaki seramik atölyelerinde çoğunlukla ürünler tornada çekilerek yapılmaktadır. Bu ürünlerin birinci pişirimi yapıldıktan sonra çoğunlukla ikinci (sırlı pişirim) pişirime gerek duyulmaz.
Genellikle mutfak eşyası olarak kullanılan bu ürünler testi, kapama, çömlek, vazo ve çiçeklik olarak yapılmaktadır. Gölbaşı atölyelerinde kullanılan çamur çoğunlukla kırmızı renkli kildir.
Gölbaşı ilçesinde uzun yıllardan beri üretimi yapılan çömlekçilik, günümüzde yok olmakla yüz yüze kalmıştır.
Dünyaca ünlü Mogan Bıçak İlçemizde bulunmaktadır. Bıçak ustası el işçiliği bıçaklarını gerek ilçemizde gerekse katıldığı yurt içi ve yurt dışı fuarlarda sergilemektedir.